Kanser destek tedavilerimizde; hastanın tercihine bağlı olarak vücut direncini artırmak amacıyla, yalnız başına destek reçetemiz kullanabildiği gibi, Uygulanan standart Kanser tedavilerini destekleyici ve tamamlayıcı bir uygulama olarak da destek reçetemiz uygulanabilir.

Uzun süreli klinik takipler sonucunda; kullandığımız kür içeriğindeki biyoaktif bileşenlerin kemoterapi, immünoterapi ve akıllı ilaçlarla birlikte kullanımında önemli bir olumsuz etkileşim görülmemiş, standart kanser tedavilerine bağlı yan etkilerin azaldığı görülmüştür.

Kanser Araştırmaları ve Kanser Destek Tedavileri alanında 15 yıldır devam eden ve 4 farklı Üniversiteden Onkoloji, Biyoloji, Biokimya, Kimya ve Geleneksel Tamamlayıcı Tıp Alanlarında Uzman Bilim İnsanlarımız ile birlikte yürüttüğümüz Bilimsel Araştırmalar Sonuçlandı ve Raporlandı:

Bu Bilimsel Çalışmada, “DR.TURHAN CURE” olarak isimlendirilen vitamin, mineral ve antioksidanlardan oluşan doğal bitkisel karışımın Antikanserojen Etkisi araştırıldı.

İnvitro Kültür Ortamında, doğrudan İnsan Kanser Hücreleri üzerinde yapılan bu araştırmalarda; Kanser Hücreleri Üzerinde %90’dan fazla Sitotoksik Etki ve %95’den fazla İnhibisyon Etkisi Oluştuğu rapor edildi.

T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından Takviye Edici Gıda olarak Ruhsatlandırılan Bu Kür; binlerce kanser hastasında destekleyici tamamlayıcı bir ürün olarak kullanılmış ve çok olumlu klinik sonuçlar alınmıştır.

 
Bu uygulamalar sırasında özellikle kemoterapi alan hastalarda önemli bir olumsuz etkiye rastlanmamış, bilakis hastalar kendilerini daha sağlıklı ve daha dinç hissettiklerini bildirmişleridir.

Kanser; vücuttaki hücrelerin anormal ve kontrolsüz bir şekilde büyüyerek vücut dokusunu ve organları tahrip ettiği bir hastalıktır.

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ölüm nedenleri arasında kanser ikinci sırada yer almaktadır.

Kanserler iyi huylu veya kötü huylu olabilir. İyi huylu tümörlerde hücreler genellikle yayılım göstermez ve herhangi bir tehlike oluşturmaz veya nadir olarak yayılım gösterirler.

Kötü huylu kanserlerde ise tümör hücreleri hızlı biçimde büyüyüp gelişerek, komşuluk, kan ve lenf yollarıyla diğer organlara yayılabilir ki bu durum metastaz olarak adlandırılır.

Soru: Kanserde Risk Faktörleri Nelerdir?

İleri yaş, sigara içme, alkol kullanma, sağlıksız beslenme, güneşe aşırı maruz kalma, aşırı şişmanlık ve hareketsiz yaşam ve stres gibi faktörler kansere zemin hazırlayabilir.

Ailede kanserli bireylerin olması ve genetik faktörler önemli risk faktörleridir.

Yaşadığınız veya çalıştığınız ortamda kanserojen kimyasallar veya radyasyon olması kanser riskini arttırır.

Kanser teşhisi için kullanılan başlıca testler: Tümör Marker'ları; Alfa-Fetoprotein (AFP), Karsinoembriyonik Antijen (CEA), Beta-İnsan Koryonik Gonadotropini (Β-HCG), Serum İmmünoglobulinleri; BCR-ABL1, CA 15-3, CA 19-9, CA 27-29, CA 125, Prostat Spesifik Antijen (PSA),

Radyolojik Görüntüleme Yöntemleri;Röntgen, Ultrasonografi (USG), Bilgisayarlı Tomografi (BT), Manyetik Rezonans (MR) ve Pozitron Emisyon Tomografisi (PET-CT),

Biyopsi ve patolojik incelemelerdir.

Şu anda dünyada 3 farklı Ülkede kullanılan, daha vücutta kanser oluşmadan önce, kanser hücre içerisinde genetik düzeyde başlamış iken, çok özel bir teknoloji kullanılarak  8-12 ay önceden kanser tanısı koymak mümkündür. 

Bu özel teknoloji; Droplet Digital Polymerase Chain Reaction (ddPCR)’dır.
DdPCR; ultra hassas biçimde nükleik asit tespiti ile kesin ölçümler yapabilen ve erken kanser tanısında çığır açan bir teknolojidir. 

Kanser tanısında bu teknolojiyi kullanan ve bu konuda tecrübesi olan Merkezler;  ABD, İSVİÇRE ve Bizim ÜLKEMİZDE olup, Biz bu yöntemi kullanabilen ve 8-12 önceden Kanseri Teşhis edebilen bir Genetik Tanı Merkeziyle birlikte çalışıyoruz.

Kanserler genel olarak köken aldığı organ veya dokuya göre belirti verir. Ancak bütün kanser türlerinde yaygın olarak görülebilen kanser belirtileri şunlardır:

Sebebi belli olmayan halsizlik, yorgunluk, kronik ağrılar ve ani kilo kayıpları,

Herhangi bir vücut bölümünde ortaya çıkan kitle ve nodüller,

Kronik ishal, kabızlık veya karın ağrıları,

Uzun süre devam eden ses kısıklığı, yutma güçlüğü, öksürük veya nefes darlığı,

Nedeni belli olmayan ateş veya gece terlemeleri,

Vücudun herhangi bir bölümünde nedeni belli olmayan kanamalar...

T.C. Sağlık Bakanlığı’nın 2015 yılında yaptığı bir araştırmaya göre; Türkiye'de kadın ve erkeklerde en sık görülen kanser türleri aşağıda gösterilmiştir:

Kadınlarda en sık görülen kanserler, sırasıyla;

1. Meme kanseri

2. Tiroid kanseri

3. Kalın bağırsak kanseri

4. Rahim kanseri

5. Akciğer kanseri

6. Yumurtalık kanseri

7. Mide kanseri

8. Non Hodgin lenfoma

9. Rahim ağzı kanseri

10. Beyin ve sinir sisteminden kaynaklanan kanserlerdir.

Erkeklerde en sık görülen kanserler, sırasıyla;

1. Akciğer kanseri

2. Prostat kanseri

3. Kolon kanseri

4. Mesane kanseri

5. Mide kanseri

6. Non Hodgin lenfoma

7. Böbrek kanseri

8. Gırtlak kanseri

9. Tiroid kanseri

10. Pankreas kanseridir.

Olağandışı bir belirti fark edildiğinde, zaman kaybetmeden bir doktora başvurulmalıdır.

Erken teşhis, birçok kanser türünde tedavi için çok önemli ve yaşam kurtarıcıdır.

Bütün kanserler genetik değildir. Ancak bazı kanser türlerinde genetik yatkınlık rol oynayabilir. Ailede kanser öyküsü olan kişiler, düzenli olarak kontrollere gitmelidir.

Kanser bulaşıcı bir hastalık değildir. Herhangi bir temas, dokunma veya aynı ortamda bulunmakla insandan insana kanser geçmez.

Her kanser türü farklı özellikler gösterir ve tedaviler farklılık gösterir. Tedavi planlaması; kanserin tipi, evresi, yayılma durumu ve hastanın genel sağlık durumu gibi birçok faktöre bağlı olarak belirlenir.

Cerrahi Yöntemler (Kanser Ameliyatları),

Kemoterapi,

Radyasyon Tedavisi,

Hormon Tedavisi,

İmmünoterapi

Hedefe Yönelik Tedavi (Akıllı İlaçlar),

Kemik İliği Nakli...

DESTEK TEDAVİLERİ

Başlıca Kanserden korunma önerileri aşağıdadır:

1- Düzenli Egzersiz Yapılmalı,

2- İdeal Kiloda Kalınmalı,

3- Sigaradan uzak durulmalı,

4- Alkol Tüketilmemeli,

5- Güneş Işınlarına Karşı Dikkatli Olunmalı,

6- Sebze ve Meyveleri Mevsiminde Tüketilmeli,

7- İşlenmiş ürünlerden Uzak Durulmalı,

8- Mangal ve Kızartma Gibi Pişirme Yöntemlerinden Kaçınılmalı,

9- Enfeksiyonlardan Korunulmalı,

10- Kimyasal Maddelerden Uzak Durulmalı...

Ozon tedavisi

Yüksek doz C vitamini takviyesi

(Amerikan Klinik Onkoloji Derneği /American Society of Clinical Oncology-ASCO), C vitamini uygulamasının özellikle immünoterapi uygulanan bireylerde faydalı olduğunu açıklamıştır.)

Glutatyon

Selenyum,

Alfa Lipoik Asit,

Koenzim Q

Kanser semptomlarını ve kanser tedavilerinin yan etkilerini azaltmak için kullanılan destekleyici tamamlayıcı tedaviler genel olarak Kanser Destek Tedavisi olarak tanımlanabilir.

Hastalığın teşhis ve tanısından itibaren yaşamın sonuna kadar temel kanser tedavileri ile birlikte destekleyici tedaviler verilebilir. Bu tedaviler temel olarak kanser semptomları ile baş etme yeteneğinin gelişmesine ve hastanın yaşam kalitesinin artmasına yardımcı olabilir.

Kanser destek tedavisi hastalığın fiziksel ve psikolojik semptomlar ile tedavinin yan etkilerini yönetmeyi içeren tüm uygulamaları kapsar. Hem hastayı hem de ailesini fiziksel, psikolojik, sosyal ve manevi açıdan destekler.

Başlıca Kanser Destek tedavi yöntemleri; ağrı yönetimi, beslenme desteği, psikolojik danışmanlık, egzersiz, müzik terapisi, meditasyon ve palyatif bakımı... kapsar.

Yaşam kalitesindeki artış hastanın daha uzun yaşam beklentisine sahip olmasını sağlar. Hastanın temel tedaviye olumlu yanıt vermesine yardımcı olabilir ve tedavi sürecinin kısalmasına katkıda bulunabilir.

Yeterli ve dengeli beslenen kanser hastaları, kendini daha iyi hissedebilir,  tedaviye bağlı yan etkileri daha iyi tolere edebilir.

Kaygı, tükenmişlik hissi ve depresyonun azalmasına yardımcı olabilir.

Sağlıklı beslenme bağışıklık sisteminidestekleyerek enfeksiyonlara karşı vücut direncini artırır.

Bağışıklık sisteminin güçlenmesi, ilave olarak kanser hücrelerinin çoğalmasına engel olabilir ve hastaların iyileşme sürecine katkı sağlar.

Kanser destek tedavisi için herhangi bir yaş sınırlaması söz konusu değildir.

Kanser teşhisi alan, tedavi gören ya da tedavi sonrası bakım uygulanan tüm yaş gruplarına uygulanabilir.